{ "title": "Ortaçağ Savaşları", "image": "https://www.savaslar.gen.tr/images/ortacag-savaslari.jpg", "date": "21.01.2024 14:40:41", "author": "RAMAZAN ATAY", "article": [ { "article": "Ortaçağ Savaşları, Ortaçağ Avrupası'nda sosyal, teknolojik ve kültürel gelişme askeri taktikleri, topçu ve süvarilerin görevlerini değiştirerek savaş tarzının çok önemli bir derecede başkalaşıma uğramasına sebep olmuştur. Dünya'nın diğer tüm bölgelerinde benzer görüntüler görülmüştür. Beşinci yüzyılda yoğun bir piyade kuvvetinden oluşmakta olan Çin orduları, kuzey tarafındanki Türkler ve geri kalan diğer göçebe halkları kendine örnek alarak süvari ağırlıklı birliklere dönüşmüştür. Orta Doğu ve Kuzey Afrika kıtalarında Avrupa'ya benzer özellikte hatta bazen daha da üstün teknolojiler kullanılmıştır. Japonya'da kullanılan Orta Çağ savaş tarzı 19. Yy sonlarında kadar devam etmiştir. Afrika'da da Kongo'nun kuzey bölümünün tamamını kapsayan bölge Sahra çölünün güneyi, Senegal Irmağı havzası Fulani İmparatorluğu ve Sennar Krallığı gibi Sudan ülkelerinde 19. Yy. Boyunca Orta Çağ savaş silahları ve savaş taktikleri kullanılmıştır.

Orta Çağda yaşanan savaşların kökenleri

Belki de bu durumun en önemli nedeni teknolojik değişiklik olan üzengi'nin bulunmasıdır. Çin'de ve de Orta Doğu'da uzun yıllardır kullanılan üzengi, 8. Yy. Da Avrupa'da kullanılmaya başlanmıştır. Daha da gelişmiş demir ve çelik işçiliği yapan devletler ile üzengi çok daha güçlü süvari birliklerinin oluşup gelişmesine olanak sağlamıştır. Romalılar'da olduğu gibi daha önceki imparatorluklar, atlı birlikleri daha çok basit silahlarla çevrelenmiş izcilik ve destek uygulamalarında kullanmışlardır. Fakat üzenginin kullanılması, binici otururken dahi silahını taşıyabilmesine olanak vermesi sebebiyle süvariler savaş saflarında en ön sırayı almışlardır. Avrupa'da ağır zıhlı kıyafetlerle donatılmış olan şövalyeler kuvvet merkezi olurken, Moğolistan'da da hafif zırhlı olarak donatılmış atlı okçular çok büyük önem kazanmıştır. Çin imparatorluğunda ise asıl kuvvetler bu iki sınıfın ortasına düşmekteydi.

Birçok tarih adamı 2. Adrianople (Edirne) Savaşını Orta Çağ başı ve Roma İmparatorluğu döneminin sonu olarak görmektedir. Bu yapılan savaş bir süvarinin geleneksel piyade üzerinde kurduğu üstünlüğü göstermiş ve önümüzdeki yüzyıllarda görülecek olan büyük Orta Çağ savaş tarzının karakterinin belirlemiş olacaktır.

Savaşlar genel anlamda az miktarda ve çok pahalı olan atlı süvarilerin etrafında geçmekteydi. Bu hem Orta Çağında ortaya çıkan sosyal düzenin kendi kendini devam ettirmesini sağlayan bir olaydır. Atlı bir süvari olmak hem büyük bir kabiliyet hem de önemli bir eğitim gerektirdiğinden, daha önceden yaşanmış dönemlerdeki memleketlilerden oluşan orduların tam aksine savaşçılık özelliği tam süreçli bir iş haline gelmişti. Bu toplumda soylular adı verilen halka oranla üst sınıfla büyük çoğunluğu oluşturan alt sınıf olarak ayrılmasını daha da kolaylaştırmıştır. Feodal olan soylular, merkeziyetçi olmayan devletler içinde çok büyük bir güç kazanmışlardır. Bu sebeple Roma lejyonları kadar büyük, örgütlü ve de iyi eğitilmiş birliklerin bulundurulması zorlaşmıştır. Birliklerin çoğunluğunu da bu derebeylerinin vasalları olmuş köylüler veyahut da paralı askerler oluşturmaktaydılar.

Orta Çağ savaşları tarzının sonu diğer savaş tarzları gibi teknolojik ve sosyal değişiklerle olmuştur. Merkeziyetçi hükümetlerin gücünün artması için düzenli orduların ve Fransız Compagnies d'Ordonnancei ve benzeri yarı düzenli orduların ortaya çıkmasını sebebiyet vermiştir.

Geri çekilme (Ricat)

Orta Çağda acele bir şekilde yapılan bir geri çelime düzeni olarak yapılmış bir geri çekilmeden çok daha fazla can kaybına neden olabiliyordu. Kaybeden taraf geri çekilmeye başladığında ise atlı birliklerin hızlı süvarileri piyade baskısına dayanamayıp kaçan düşmana kolaylıkla yetişebiliyordu. Birçok Orta Çağ savaşında kaçmaya çalışırken öldürülen asker sayısı savaşırken öldürülen asker sayısından oldukça fazladır. Atlı şövalyeler savaş sırasında kaygılı askerler koruması altında olan okçuları ve piyadeleri çok kısa bir sürede ve rahatlıkla öldürebiliyorlardı.

Müstahkem özelliğe sahip mevkiler

Merkeziyetçi devletlerdeki çözülme ana yaşam sürdürme kaynağı geniş çaplı yağmacılık olan bir dizi grubun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bunların içinde en dikkate değer olan grup Vikinglerdi. Bu grup çoğunlukla küçük oldukları ve hızlı hareket etmek zorunda kaldıkları için bölgedeki zenginlikleri ve halkı türlü açıdan korumak amacında olduklarından müstahkem mevkiler yapmak faydalı olmaktaydı.

Orta Çağ kuşatma sanatı

Orta Çağ dönemindeki ordular kuşatma yaparken bazı kuşatma araçları kullanmışlardır: merdiven; koçbaşı; çeşitli mancınıklar (Vetrebuchet, mangonel, balista, onager) ve kuşatma kulesi. Kullanılan en iyi kuşatma teknikleri arasında lağımcılık da bulunur. Lağamcılık konusunda en başarılı ve en iyi olan devlet Osmanlı Devletidir.

Orta Çağ'da yaşanmış olan tarihteki en önemli çarpışmalar

Chalons Savaşı (451) Tours Savaşı (732) Agincourt Savaşı (1415) Patay Savaşı (1429) Miryakefalon Savaşı (1176Bouvines Savaşı (1214) İstanbul'un Fethi (1453) Kleidion Savaşı (1014) Levounion Savaşı (1091) Maldon Savaşı (C. 991) Crecy Savaşı (1346) Sirmium Savaşı (1167) Poitiers Savaşı (1356) Lizbon Kuşatması (1147) Sirmium Savaşı (1167) Stamford Köprüsü Savaşı (1066) Crug Mawr Savaşı (1136) Brunamburh Savaşı (937) Grunwald/Tannenberg Savaşı (1410) Las Navas de Tolosa Savaşı (1212) Edirne Savaşı (1205) Hittin Savaşı (1187) Hastings Savaşı (1066) Malazgirt Savaşı (1071) Anchialus Savaşı (917) Bannockburn Savaşı (1314) örnek verilebilir.

" } ] }