{ "title": "Savaş", "image": "https://www.savaslar.gen.tr/images/savas.jpg", "date": "18.01.2024 23:39:38", "author": "VELİ ATAY", "article": [ { "article": "Savaş, ülkelerin veya bir ülkelerin içinde bulunduğu toplulukların birbirlerine arzularını zorla kabul ettirmek adına, kuvvet uygulayarak yaptıkları cenklerdir. Savaş, uygulanan kuvvetlere ve yapılış biçimine göre çeşitlere ayrılır. Silahlı birlikler arasında yapılan savaşlara silahlı savaş, politik gizli kuvvetlerin, psikolojik ve ekonomik gücün uygulandığı ve barış döneminde yapılan savaşlara soğuk savaş, ülkelerin kendi içlerinde ateşlenen cenklere de iç savaş denir. Barış döneminde politik soğuk veya sıcak savaş yoluyla arzularına ulaşamayan ülkeler, silahlı birliklerini de kullanarak isteklerini kabul ettirmek çabasına girerler.

Bu şekilde savaşı ilan ederek ultimatom verilir veyahut da dominat tarzında silahlı birlikleriyle karşı tarafın sahip olduğu sınırları geçer. Karşı tarafta tüm imkânları ve kuvvetlerinden yararlanarak silahlı saldırıya karşı savunma başlatır. Böyle yapınca savaş patlak vermiş olur. Savaş, milattan önceki çağlardan günümüze kadar uzamaktadır. Savaşlar tarihin gidişatına ayak uydurur. Nitelikleri yönünden 4 gruba ayrılır.
Hükümet savaşları, hükümetin emri altındaki silahlı kuvvetler ile yapılan savaşlardır. Bahsi geçen savaşlarda ülkeler cephenin gerisinde ve savaşın etkisinin dışında kalırlar. Yalnızca silahlı birlikle arasında gerçekleşir. Kabile savaşları, aşiret ve kabilelerin kadın, erkek ayırmaksızın herkesin katılımıyla yapılan tarihteki ilk savaşlardır. Ulus savaşları, ulusların maddi ve manevi bütün kaynaklarının katıldığı hep birlikte yapılan savaşlardır. Devlet savaşları, silahlı kuvvetler ile ulusal kuvvetlerin beraber katıldığı savaşlardır.

Yeni ya da eski tüm savaşların ana nedeni bir sosyal topluluğun isteklerini diğer sosyal topluluğa güç kullanarak zorla benimsetmek sayılır. Bu istekler tarih boyunca hep değişmiştir. Savaşın sebepleri içinde en önemlileri din, servet elde etmek, toprak kazanmak ve güvenliği sağlamaktır. Günümüzdeki yaşanan savaşların tek nedeni ise ekonomiktir. Savaş yöntemleri bilimin ilerleyişi ile değişip günümüzde güdümlü mermilerin, atom silahlarının, füzelerin gelişmesiyle insanlık tarihini tamamıyla yok edebilecek bir vaziyet almıştır.

Geleneksek savaş: Açık savaş düşüncesiyle düşmanın sahip olduğu kapasiteyi azaltma düşüncesidir. Ülkeler arasında ilan edilerek yapılır. Biyolojik, nükleer ve kimyasal silahlar kullanılmaz. Cephe savaşı olarak da isimlendirilir. Cephelerde silahların kullanımıyla şekil alan savaş türüdür. Türklerin bağımsızlık savaşı buna verilebilecek örnekler arasında yer alır.

Gelenek dışı savaş: Zaferin silah dışında kalan yöntemlerle sağlanmasını amaçlar. Teslimiyet, gizli destek, kapitülasyonlar ve biat yoluyla çatışmaktır. Sovyet-Amerikan çekişmesi buna örnektir.

Nükleer Savaş: Nükleer araçlarla yapılan savaşlardır. Geleneksel savaş sadece yardımcı nitelik taşır. Savaşın kaderini belirleyen etken nükleer güçtür. Bu zamana kadar nükleer savaş olmamıştır, ama pasifik savaşında Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombası nükleer savaşın doğuracağı sonuçlara örnek verilebilir.

İç Savaş (Yani sivil savaş): Çatışan birliklerin aynı ülke veya politik çevrede yaşadığı savaş türüdür. Çoğunlukla devrim olarak adlandırılabilecek yenilenme hareketlerinde veya emperyalist birliklerin ulusun politikalarına etkileriyle ortaya çıkar. Amerika'da yaşanan iç savaş buna örnek verilir.

Asimetrik savaş: Askeri olanakları birbirinden farklı birliklerce yapılan savaştır. Asimetrik savaşlar çoğunlukla gerilla savaşı tekniğiyle sonuçlanır. Bu durum kapasitesi yetersiz grubun direkt çarpışmadan kaçınarak büyük grubun boşluklarını araması şeklinde olur. Böylece küçük ama bir o kadar da etkili vuruşlar yaparak yakalanmadan, savaş devam edecektir. Filistin-İsrail arasındaki savaş buna örnek verilebilir.

Felsefi açıdan savaş nedir?

Politikanın, örgütlenmiş ordular tarafından, zorluk derecesi yüksek araçlar kullanılarak belli ekonomik beklentilerin ve politik amaçların kabul ettirilmesi maksadıyla sürdürülen şeklidir. Savaş eğitim makinelerinin şahsi mülkiyete dayanan, dolayısıyla anlaşamaz gruplara ayrılmış toplumlarla beraber gelişmiş bir toplum şeklidir. Savaşlar, kapitalizm de ve kapitalizmin emperyalizm aşamasında, burjuvazinin egemenlik ve kar kaygılarından doğmaktadır. Bu kaygılar devlete ait olmayan topraklardaki tüketim miktarının ve ham madde olanaklarının ele geçirilmesi, halkların giderek boyunduruk altına alınması istek ve çabalarında dile gelir.

Ham madde olanaklarının, pazarlarının politikanın bir devamı da savaştır: politikanın baskısıyla uygulanmasından başka bir sebep olmadığı için sınıfsal karakteristik taşır. Sınıfsal karakter ve savaşın hedefleri göz önüne alınarak, Leninci-Marksçı açıdan haklı ya da haksız savaşlar arasında kesinlikle ayrım yapmak gerekir. Koministliğin uluslararası hareketin, Marksçı-Leninci partiler, sosyalist devletler ve haksız savaşların hepsine karşıdırlar.

Bu savaşlar yine de patlak verecek olur ise tarihsel-somut koşullara bağlı kalarak devrimci taşıtlarla uluslararası işçi hareketinin, dünya sosyalist sisteminin ve ulusal kurtuluş savaşımı takip halkların çıkarını gözetecek bu savaşlarda savaşım yürütme konusunda kesinlikle kararlıdır. Günümüzde Sosyalist toplumlarında barışsever güçler, sosyalist devletler birliklerinin askeri, ekonomik, politik gücüne dayanarak emperyalizmin dünyada ortaya çıkabilecek yeni bir savaşın ve diğer sömürü altında oluşan savaşlara katılmaktan alıkoyacak vaziyettedirler.

Leninci-Marksçı partiler ve sosyalist ülkeler, savaşların, uluslararası alanda oluşan anlaşmazlıklarda bir öneri yolu olarak kullanılmasına karşı oldukları düzeyde, özellikle bir nükleer savaş tehlikesinin giderilmesini, insanlığın ilk sorunu ile kendilerinin verilmiş birinci ödev olarak saymaktadırlar. Yeryüzünde yer alan tüm barışseverlerle birlikte, başka toplumsal bir düzene sahip olan ülkelerin uyum içinde yan yana hayat sürmeleri için çaba göstermekte, tam ve de genel bir silahsızlanmanın aşamalar şeklinde oluşması için çalışmaktadırlar.
" } ] }