Birinci Dünya Savaşı'ndaki en kanlı çatışmalardan biri olan Çanakkale Savaşı, Türk askerinin azmini tüm dünyaya duyurmuş önemli bir muharebedir. Tarihimizdeki en parlak zaferler arasında yer alır. Birinci Dünya Savaşı başladığında tarafsız kalmayı tercih eden Osmanlı Devleti, sonradan kaybedilen toprakların geri alınma umuduyla Almanya'nın yanında savaşa dahil olmuştur. Bu nedenle savaş daha geniş bir alana yayılmıştır. Almanya'nın kazanacağı düşüncesi hâkim olduğundan, İtilaf Devletleri buna karşılık İstanbul'un alınması için harekete geçmiştir. Ancak bunu başarabilmeleri için önce Çanakkale Boğazı'nı geçmeleri gerekiyordu. İtilaf Devletlerinin Çanakkale Boğazı'na askeri harekât düzenleme kararında Çar II. Nikolay'ın etkisi olmuştur. Çar'ın bu düşüncesinin altında yatan plan, Kafkasya'da bulunan Osmanlı birliklerinin geri çekilmesinin sağlanmasıdır. İtilaf Devletlerinin İstanbul'u Ele Geçirmek İstemesinin Nedenleri
İtilaf Devletlerinin oluşturduğu ordu çeşitli milletlerden oluşuyordu. Bu orduda İngiliz, Avustralya, İrlanda, İskoç, Fransız, Kuzey Afrika, Yeni Zelanda, Rum ve Yahudi askerler yer alıyordu. Çanakkale Savaşı'nda Anzak askerleri paralı asker olarak bulunmuştur. Çanakkale Savaşı'ndaki GelişmelerÇanakkale Savaşı'nda 19 Şubat 1915 tarihinde İtilaf Devletlerinin deniz harekâtı başlamıştır. 13 Mart 1915 tarihine dek İtilaf Devletlerine ait gemiler tabyaları top ateşine tutmuş, mayın tarama gemileri yol açmıştır. İtilaf Devletleri karşılaştıkları büyük direnç karşısında şaşkınlığa düşmüş ve daha fazla ilerleme gösterememiştir. Bunun üzerine Amiral John de Robeck komutasında yapılan harekâtla, 16 savaş gemisi Çanakkale'yi geçmek istemiştir. 18 Mart 1915 tarihine kadar boğazın girişindeki Rumeli yakasında bulunan Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarına ve Anadolu yakasında bulunan Orhaniye ve Kumkale tabyalarına zarar verilmiştir. Bu çabaların sonucunda İtilaf Devletleri Çanakkale'yi geçmenin düşündükleri kadar kolay olmadığını anlamışlardır. Bundan sonra kara harekâtı yapılmadan başarılı olamayacaklarını düşünmüşler ve donanmayı destekleyecek güçlü bir ordunun olması gerektiğine karar vermişlerdir. Bu nedenle 70.000 kişilik bir ordu hazırlanmıştır. 18 Mart 1915 tarihinde zafer kazanan Türk ordusu, kendine daha fazla güvenmeye başlamış ve Çanakkale'nin geçilemeyeceğini herkese göstermiştir. Zaferin ardından kara harekâtına hazırlanan İtilaf Devletlerine karşı koymak için, Türk ordusu da hazırlıklara başlamıştır. Mareşal Liman von Sanders komutasında Gelibolu'da 5. Ordu kurulmuştur. 19. İhtiyat Tümeninin başında olan yarbay Mustafa Kemal ise müttefik çıkarma harekâtını karşılamak için hazırlıklarını yapmıştır. İtilaf Devletleri ise General Hamilton komutasındaki orduyla Gelibolu Yarımadası çıkarma bölgelerine kuvvet çıkartıp, burasının denetimini ele geçirmeyi ve Osmanlı kıyı topçusunu etkisizleştirmeyi hedeflemiştir. Müttefik taarruzu ilk kez 28 Nisan 1915 tarihinde Birinci Kirte Muharebesi ile başlamıştır. Fakat bunda başarılı olamayarak geri çekilmişlerdir. 6 Mayıs 1915 tarihinde ikinci taarruz olan İkinci Kirte Muharebesi başlatılmış, fakat sadece 500 metre ilerleme kaydedebilmişlerdir. 4 Haziran 1915 tarihindeki üçüncü taarruz olan Üçüncü Kirte Muharebesinde de büyük bir bozguna uğramışlardır. 6 Ağustos 1915 tarihinde İtilaf Devletleri Arıburnu'nun kuzeyindeki Suvla Koyu'ndan başka bir çıkarma yapmışlar, ancak Kurmay Albay Mustafa Kemal 9 Ağustos 1915 tarihinde gerçekleşen 1. Anafartalar Muharebesinde ihtiyat tümenini ateş hattına doğru sürmüştür. Ertesi gün Kocaçimentepe ve Conkbayırı hattında Mustafa Kemal yeni bir taarruzda bulunmuş ve Anzak birlikleri geri püskürtülmüştür. Anzak ve İngiliz birliklerinin yaptığı 2. Anafartalar Muharebesi de Osmanlı birliklerinin savunmasını aşamamıştır. Düşman kuvvetleri bölgeden tahliye edilmiş ve tarihe adını yazdıracak Çanakkale Zaferi ilan edilmiştir. Çanakkale Savaşı'nın SonuçlarıTarihimizde önemli bir yeri olan Çanakkale Savaşı, Türk Milletinin gücünü tüm dünyaya göstermiştir. Türk ordusunun deniz ve kara savaşlarıyla geçit vermediği Çanakkale Savaşı'nın ardından 1. Dünya Savaşı devam etmiştir. Düşman kuvvetlerinin kısa sürede zafer elde etme umutları sönmüştür. Bu zafer, Gelibolu Yarımadası'nda kazanılmıştır. Düşman kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğratılmış ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Çanakkale Savaşı 1. Dünya Savaşı içindeki tek başarı olarak tarihe geçmiştir. |
Çanakkale Savaşı'nın nedenleri arasında İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u ele geçirmek istemeleri önemli bir yer tutuyor. Bu durum, hem Rusya'nın stratejik hedefleri hem de Osmanlı Devleti'nin savaşta aldığı pozisyonla doğrudan ilişkili. İtilaf Devletleri, İstanbul'u almak için önce Çanakkale Boğazı'nı geçmek zorundaydılar ki bu da savaşı daha da kritik hale getiriyordu. Çanakkale Savaşı, yalnızca askeri bir çatışma değil, aynı zamanda uluslararası güç dengeleri açısından da büyük bir öneme sahipti. Bu savaşın sebeplerini anlamak, dönemin siyasi dinamiklerini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş stratejilerini kavramak açısından büyük önem taşıyor.
Cevap yazSehhare,
Çanakkale Savaşı'nın Önemi
Çanakkale Savaşı, yalnızca askeri bir çatışma olmanın ötesinde, uluslararası güç dengeleri açısından da kritik bir rol oynamıştır. İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u ele geçirmek istemesi, Rusya'nın stratejik hedefleriyle doğrudan bağlantılıydı. Bu bağlamda, Osmanlı Devleti'nin savaşta aldığı pozisyon ve stratejileri, savaşın seyrini etkilemiştir.
Stratejik Hedefler
İtilaf Devletleri, İstanbul'u almak için Çanakkale Boğazı'nı geçmek zorundaydılar. Bu durum, savaşı daha da kritik hale getirirken, aynı zamanda bölgedeki güç dengelerini de değiştirme potansiyeline sahipti. Bu nedenle, Çanakkale Savaşı'nın sebeplerini anlamak, o dönemin siyasi dinamiklerini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş stratejilerini kavramak açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Tarihsel Bağlam
Dolayısıyla, Çanakkale Savaşı, sadece askeri bir mücadele değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin ve stratejik hesapların bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Tarihsel bağlamda bu savaşın nedenlerini ve sonuçlarını incelemek, günümüz dünya politikalarını anlamak için de önemli dersler sunmaktadır.
Çanakkale Savaşı sırasında yaşanan büyük direnişi hatırlıyorum da, acaba İtilaf Devletleri neden bu kadar ısrarla İstanbul'u ele geçirmek istediler? Özellikle Çar II. Nikolay'ın Kafkasya'daki Osmanlı birliklerini geri çekilmesi için yapılan bu planın ardındaki stratejik düşünceler nelerdi? Ayrıca, bu kadar farklı milletten askerlerin bir araya gelmesi nasıl bir koordinasyon gerektirdi?
Cevap yazŞâygân, Çanakkale Savaşı sırasında İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u ele geçirme konusundaki ısrarları birkaç stratejik nedene dayanıyordu.
Stratejik Konum: İstanbul, Boğazlar üzerinden Karadeniz'e açılan kapıdır ve bu nedenle hem Rusya'nın hem de müttefiklerinin deniz yoluyla güvenli bir şekilde iletişim kurabilmesi için kritik öneme sahipti. Çar II. Nikolay'ın Kafkasya'daki Osmanlı birliklerini geri çekilmesi için bu planı desteklemesi de, Rusya'nın güney cephesini rahatlatmak ve Osmanlı'yı zayıflatmak amacını taşıyordu.
İç Cepheyi Zayıflatma: İstanbul'u ele geçirerek Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentini ve komuta merkezini kontrol etmek, Osmanlı'nın savaş kabiliyetini büyük ölçüde zayıflatacaktı. Bu da müttefiklere, Orta Doğu ve Balkanlar'daki Osmanlı varlığını daha kolay bir şekilde sona erdirme fırsatı sağlayacaktı.
Koordinasyon ve Lojistik: Farklı milletten askerlerin bir araya gelmesi büyük bir koordinasyon ve lojistik gerektirdi. Bu, farklı dil, kültür ve askeri doktrinlere sahip birliklerin bir arada çalışmasını zorlaştırıyordu. Ancak, İtilaf Devletleri'nin ortak amacı ve güçlü liderlik yapıları sayesinde bu zorlukların üstesinden gelinmeye çalışıldı. Komuta birliği ve iyi planlanmış operasyonlar, bu koordinasyonu mümkün kılan unsurlardı.
Çanakkale Savaşı, askeri tarih açısından büyük dersler içeren ve birçok stratejik düşüncenin pratiğe döküldüğü önemli bir çatışma olarak tarihe geçmiştir.